Türkiye Orman Derneği Trabzon Temsilcisi Yüksel Kılınç, resmi verilerde ormanların arttığı gösterilse de, “Türkiye ormansızlaşıyor, ormanlarımız tahrip oluyor ve bunlar giderek hız kazanıyor” diyerek tahrip olan alanların verilerini açıkladı.
Türkiye Orman Derneği, Trabzon Temsilcisi Yüksel Kılınç, 21 Mart Uluslararası Orman Günü dolayasıyla bir basın açıklaması yaptı.
Orman Derneği’nin Genel Merkezi ile eş zamanlı yapılan basın açıklamasında Kılınç, Türkiye Orman Derneği olarak 2023 yılında Türkiye’de meydana gelen depremler ve sellere rağmen ormanlar üzerinde yok ediş sürecinin hızlandırılması nedeniyle kendilerinin bu günü kutlamama kararı aldıklarını ifade etti.
Kılınç, Orman Kanununda yıllardır ormanlara zarar veren değişiklikler yapıldığını ileri sürerek, “Orman Kanunu ve ilgili mevzuatta yıllardır hemen hemen tamamı ormanlara zarar veren değişiklikler yapılmaktadır Tarihimizin en büyük afetlerinden birini yaşarken dahi ormanlardan kamu yararı ve zaruret gerekçesi ile izin verilebilen faaliyetlere bir yenisi daha eklenerek orman alanlarında güneş enerjisi santrali kurulmasının önü açılmıştır.
Taşlık, kayalık olsa da üzerinde az sayıda ağaç olduğu için verimsiz dense de yasalarımıza göre orman olan, daha da önemlisi biyolojik çeşitlilik için sıcak noktalar kabul edilen bu habitatlara depremzedeler için konut yapımı kararı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına devredildi. Hemen ardından özel ormanların orman vasfının kaldırılarak yerleşime açılmasına olanak sağlayan Orman Kanunundaki değişiklikler TBMM’de görüşülmeye başlandı. Üstelik bunları, daha 1,5 yıl önce Glasgow’daki İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinde Taraflar Konferansında ülke olarak ormansızlaşmayı ve arazi bozulmasını durdurma ve tersine çevirme taahhüdünde bulunmamıza rağmen yaptık” dedi.
ORMANLAR TAHRİP OLUYOR
Türkiye’de orman alanlarının tahrip olduğunu ve bu durumun giderek hız kazandığını da ileri süren Kılınç, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Türkiye ormansızlaşıyor, ormanlarımız tahrip oluyor ve bunlar giderek hız kazanıyor. Bugüne kadar;
• 159 bin ha orman alanı maden ocakları nedeniyle yok oldu.
• 629 bin ha orman alanı yol, elektrik nakil hattı, gibi sayısı elliyi bulan ormanlarda izin verilebilecek faaliyetler nedeniyle orman niteliğini kaybetti.
• 640 bin hektar yerleşim ve tarla açma nedeniyle işgal edilen orman alanı Orman Kanunun 2/B maddesiyle orman sınırları dışına çıkarıldı.
• 1,9 milyon ha orman alanı yandı. Sadece son beş yıldaki yanan orman alanı 190 bin ha oldu.
• 1.500 ha orman alanı Orman Kanunun Ek 16. Maddesi ile orman sınırları dışına çıkarıldı.
• 2000 yılında 13 milyon m3 olan odun üretimi 2022 yılında 30 milyon m3’ün üzerine çıktı.
• 148 bin ha orman alanı özel ağaçlandırma adıyla meyve bahçesine dönüştürüldü.
RESMİ VERİLERDE ORMANLAR ARTIYOR GÖSTERİYOR
Resmi verilerde ormanlar artıyor olarak gösteriyor. Her yıl binlerce hektar ağaçlandırma yapıldığı açıklanarak bu artışın ağaçlandırmalarla gerçekleştirildiği algısı oluşturulmaya çalışılıyor. Ama ağaçlandırmaların çoğu zaten orman olan alanlarda yapıldığı için orman varlığının artmasına neden olmuyor. Orman alanlarındaki artış zaten orman olan alanların orman rejimine alınmasıyla ya da makilikler gibi önceki yıllarda orman sayılmayan alanların orman sınırları içinde gösterilmesiyle oluyor. Bu arada maden ya da çeşitli tesislerin yapılması nedeniyle fiilen orman niteliğini kaybetmiş alanlar da kâğıt üzerinde orman olarak gösterilmeye devam ediyor.
Bu arada kesilen her ağacın beş katı ya da orman sınırları dışına çıkarılan alanların iki katı ağaçlandırma yapılacağı açıklanarak ormansızlaşma ve orman tahribatı gizlenmeye çalışılıyor, orman ekosistemi ağaca indirgeniyor.
ORMANLAR AFETLERDEN TOPLUMU KORUYOR
Halbuki son yıllarda ucuz arazi olarak görülen ormanlar topluma çok büyük faydalar sağlıyor. Artık orman ekosistemlerinin karbon depoladığı, su ve oksijen ürettiği tüm kamuoyu tarafından biliniyor. Daha az bilineni ise orman ekosistemlerinin iklim değişikliğinin etkisiyle şiddeti ve sıklığı artan sel, heyelan, çığ, fırtına, kuraklık gibi afetlerden toplumu koruduğu. Yine ormanların havayı temizlemesi, temiz su üretimine katkı sağlaması, rekreasyonel faaliyetlerle toplumun ruh sağlığına katkıları konusundaki farkındalık oldukça düşük. İşte tam bu nedenle 2023 yılı Uluslararası Ormanlar Gününün teması “Sağlıklı insanlar için sağlıklı ormanlar”. Defalarca açıkladığımız gibi bu defa da haykırarak yineliyoruz. Ormanlar sadece ağaçtan ibaret değildir, ucuz arsa ise hiç değildir. Ormanlar iklim değişikliğine uyum ve toplumun afetlere karşı dirençli hale gelmesini sağlayan en önemli ekosistemlerdir. Bu nedenle önümüzdeki seçimlere katılacak tüm siyasi partilerimize çağrımızdır.
• Orman Kanunun 17. Maddesiyle kamu yararı ve zaruret gerekçesiyle izin verilen faaliyetler sınırlandırılmalıdır.
• Ormanlarda stratejik madenler haricinde madencilik faaliyetlerine izin verilmemelidir.
• Taşlık kayalık verimsiz denilerek ormanların yerleşime açılmasına olanak sağlayan Orman Kanunun Ek 16. Maddesi iptal edilmelidir.
• Yerleşim alanlarından geçen akarsuların yukarı havzalarındaki ormanlar “muhafaza ormanı” adı altında korumaya alınmalıdır.
• Doğal yaşlı ormanlar korunan alan olarak ayrılmalıdır.
• Odun üretimi ormanlarda gerçekleşen artımın %40’nın üzerinde olamayacak şekilde sınırlandırılmalıdır.
• Binlerce yıldır tahribata uğradığı için verimsiz olarak görülen ormanlar restore edilmelidir.
• Sel ve taşkınlara neden olan akarsuların yukarı havzalarında sel kontrolü, toprak muhafaza ve mera ıslahı çalışmalarına ağırlık verilmelidir.
• Orman yangınlarıyla mücadele söndürme odaklı değil, yangın çıkmasının önleyici tedbirlerle yapılmalıdır
• Orman Genel Müdürlüğünde işe alımlarda mülakatlar kaldırılmalı, meslek içinde atama ve yükseltmelerde liyakat esas olmalıdır.
• Milli parklar, tabiat parkı gibi korunan alanlar rekreasyon alanı olarak değil doğa korumanın bir aracı olarak ele alınmalıdır” dedi.
Arakli Medya