Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yönelik suçlamalarına tepki AK Parti Trabzon Milletvekili Salih Cora'dan geldi. CHP'nin Bakan Soylu hakkında verdiği gensoru ile kamuoyunun gündeminin boş yere oyalandığını belirten Salih Cora şu açıklamayı yaptı:

"Bilindiği üzere CHP tarafından İçişleri Bakanımız aleyhine verilen gensoru önergesi, 22 Aralık 2017 tarihinde, meclis genel kurulunda görüşüldükten sonra reddedilmiştir.

Görüşmeler sırasında CHP'nin grup başkan vekilleri ve parti sözcüleri tarafından yalan, iftira, karalama, suçlama ve fitne üzerine inşa edilmiş uzun süren konuşmalar yapılmıştır.

Hem Yüce Meclis’in mesaisinden hem de kamuoyunun gündeminden kıymetli bir vakti çalmaktan başka bir sonuç üretmeyen ve birileri tarafından kulaklarına üflendiği anlaşılan bu senaryo, henüz uygulanma safhasında buhar olmuştur. Hiçbir belge ve delile dayanmayan, sadece hamasi ifadeler içeren ve sayın bakanımızı FETÖ ile ilişkilendirmek için ortaya koydukları iddialar, bir pasaportun iki sayfasının fotografı iskambil kağıdından evler misali yıkılmıştır.

Israrlı bir şekilde tarih ve görüşülen kişi adı verilerek ortaya attıkları Amerika seyahatinin esasen Umre ziyareti olduğu, hem resmi pasaport kaydıyla hem de umre ziyaretindeki diğer arkadaşlarının tanıklığı ve eş zamanlı pasaport kayıtlarıyla açıkça ortaya çıkmıştır. Milletvekili olarak milletim adına iddia sahiplerine soruyorum: “Hani o tarihte Amerika'ya gitmişti? Hani terör örgütü elebaşı ile bir görüşme gerçekleşmişti? Elinizde hiçbir somut bilgi ve belge olmadan böyle bir iddiayı ortaya atmaktan ve gerçek ortaya çıkınca herhangi bir özür dilemeden “yavuz hırsız evsahibini bastırır” misali savcılığa koşuşturmaktan utanmadınız mı?”

Cevabı elbette ki hepimiz, bütün kamuoyu bilmektedir: Utanmadılar, utanmayacaklar. Pasaportta umre ziyareti gözükünce yüzler düştü ve düştükleri utanç verici durumu örtbas etmek için topu savcıya yuvarladılar.

İddilarında, sayın İçişleri Bakanı’nın kürsüden, sordukları sorulara cevap vermediğini dile getiriyorlar. Oysa şu anda bütün kamuoyu, kendilerinden bir cevap ve özür beklemektedir. Siyaset, erdem üzerine bina edilmiş bir iştir ve bu erdemi gösteremeyecek insanların siyasette yeri yoktur.

CHP Grup Başkan vekilleri savcılıkta suç duyurusunda bulunacaklarsa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında değil, kendilerini yanlış bilgi ve senaryolarla kandıran, meclis kürsüsünde küçük düşmelerine sebep olan FETÖ’cüler hakkında suç duyurusunda bulunmalıdırlar.

Siyasetçi, sağlam bilgilere dayanmadan, araştırmadan konuşmamalıdır. CHP, siyaset yerine yalan üretmektedir ve o yalanlar da tükenmektedir. Dolayısıyla bu tükenişe işaretle kendilerine “siz bittiniz” diyoruz.

Süleyman Soylu’yu FETÖ’ye sığdırmaya çalışmak, üzerinden yaklaşık 10 yıl geçmiş söylemler üzerinden siyasi post çıkarmaya çalışmak, 2019’a giden Türkiye’yi anlamamak demektir.

Eğer CHP bir cevap verecekse, Gensoru görüşmelerinde sayın bakanımız tarafından dile getirilen ve CHP-FETÖ ilişkisini tescilleyen, belge ve dökümanlara cevap vermelidir.

İçişleri Bakanımız sayın Süleyman Soylu’nun terörle mücadelesini karartmaya yönelik ve hangi odaklar tarafından teşvik edildiği açık olan bu çabaların karşısında olduğumuzu ve Türkiye’nin geleceğine yönelik her türlü saldırıya aynı kararlılıkla cevap vereceğimizi ifade etmek isterim."